Toplum olarak araç park yerlerinde dikkat edilmeden açılan araç kapıları ve bunun sonucunda araçların kaportasına verilen zararlar… Daha da can sıkıcı bir durum ise bu durumlar yaşanırken zarara uğrayan araç sahibinin bu durumu görmemesinin, zarara yol açan kişinin verdiği zararın gizlemesine mubah hale getirmesi değil mi? Gerçekten aklın, mantığın ve inancın kabul edeceği durumlar değil. Bu anlattıklarım ile birlikte içinizi kararttığımın farkındayım. Ama motosikletin günlük hayattaki olumlu getirilerini anlatmadan önce toplum olarak bizi huzursuz eden araç kullanımlarından da bahsetmeden geçemezdim. Şimdi gel gelelim ana konumuza…

Günlük yaşam içerisinde rutin hale gelen bir noktadan bir noktaya geçişimizi ele alalım. Evden işe, işten eve sürekli bir rutin döngü içerisindeyiz. Bu döngü içerisinde sürekli bir kapalı kutu içerisinde yaşamaktayız. Söz gelimi evden işe doğru hareket ettiğimizde imkânı olanlar için otomobiller içerisinde geçirdiğimiz süre, iş yerine ulaştığımızda iş yerindeki geçirdiğimiz süre ve nihayet evimize döndüğümüzde evimizin içerisinde geçirdiğimiz süre… Birde genel olarak apartmanlarda yaşadığımız süreyi düşünürsek bu durum ile birlikte insanların hayatlarını renklendirebilmek için farklı alanlara yönelim göstermeye başladıklarını görmekteyiz.

Kimi insanlar şehrin kalabalık trafiğinden uzaklaşabilmek için şehir dışında hobi bahçelerine meyil ederken, kimi insanlarda günlük rutinini renklendirebilmek için motosiklet, atv gibi araçlara yönelmektedir. Tabiki tüm bunlar imkanlar ölçüsünde yapılmaktadır. Yozgat ’tada benimde içinde bulunduğum bir grup olan BOM G yani açılımı Bozok Motosiklet Grubu’da bu ihtiyaçların gereği olarak oluşturulduğu düşüncesindeyim. Makam ve mevkilerin geri planda olduğu, ortak paydanın sevgi, saygı, yardımlaşma ve güzel olan her şeyin çoğaltılması ilkesi olan bu grup özellikle Yozgat’ımızın zengin sosyal, kültürel yapısının çevre illere yayılması noktasında önemli görevler üstlenmesi takdir edilecek bir durumdur.

Bu noktada farkındalık oluşturabilmek adına BOM G yani Bozok Motosiklet Grubu yönetimince çok farklı aktiviteler yapılmaktadır. Bu kapsamda yapılan farkındalık aktivitesinde ise bu hafta benimde yer aldığım on yedi motosikletin katıldığı Saraykent İlçe gezisi gerçekleşti. Yol güvenliğinin ön planda tutulduğu, trafikteki seyir halinde bulunan diğer araçlarında güvenliğine dikkat edilen yolculuk sonrasında, ulaşılan yerleşim yerlerindeki insanların motosiklet grubuna yaklaşarak tanışmak istemeleri, çok keyifli sohbetlerin gerçekleşmesine imkân sağladığına bizzat şahit oldum. İnşallah bunun gibi birlik ve beraberliğin artmasını destekleyecek güzel örnekler daha da çoğalır diyerek Bozok Motosiklet Grubu ve Yozgat’ta bulunan diğer Motosiklet grubu yöneticilerine yapacakları olumlu çalışmalarda başarılar diliyorum.   

Motosiklet sürücülerinin, diğer araç sürücülerine göre çok daha fazla dezavantajlı durumlarının olduğu gerçeğini hiçbir zaman göz ardı edilmemelidir. Motosiklet sürücüsü aracını kullanırken her türlü ihtimali düşünüp, ona göre önceden tedbir almalıdır. Trafikteki bir aracın nasıl bir davranış göstereceği, bir saniye sonrasında hata yapıp yapmayacağı, karşıdan karşıya geçmek isteyen bir yayanın dikkatsizce yola fırlayabileceği, doğadaki bir canlının yola çıkabileceği, hava olaylarının yol zeminini nasıl etkileyebileceği vs. hemen hemen her şeyi tıpkı bir mühendis gibi hesap edip ona göre bir sürüş gerçekleştirmek motosiklet sürücüsünün olmazsa olmaz bir görevidir. Çünkü yapılabilecek en ufak bir hata, kaportası kendisi olan motosiklet sürücüsüne çok pahalıya mal olacaktır. Bu gerçeği sadece motosiklet sürücüsünün değil, diğer araç sürücülerininde kabul ederek buna göre trafik kurallarına uygun olarak hareket etmesi kazaların önüne geçecektir.

Motosiklet sürücüsünün en ufak ihmal oluşturmaması gerektiğini diğer bir görevi ise motosiklet sürerken mümkün olduğunca en kaliteli ekipman ile yola çıkmasıdır. Olası kazalarda sakatlanma ve ölümlerin en aza indirilmesinde kaliteli ekipmanların önemi hiç şüphesiz çok büyüktür. Bu hobi içerisinde yer alan ve bu hobiye gönül veren herkesin anlattıklarımdan fazlasına riayet etmesi gerekir.

Sözü daha fazla uzatmadan yapılan her işin bir bedeli vardır. En ağır bedel ise insan hayatıdır. Ne kendimizi ne de bir başkasının hayatını tehlikeye atalım. Toplumsal hayat içerisinde bir başkasının özgürlüğünün başladığı bir yerde kendi özgürlüğümüzün biteceğini de her zaman hesaba katalım. Kazasız belasız bir hayat temenni ediyorum. Tekeriniz her daim düz bassın. Vesselam...