Yozgat’ta hafta sonu akşam saatlerinde etkili olan yağmurun doluya dönüşmesi sonucu Merkez başta olmak üzere Yerköy, Sarıkaya, Çayıralan ve Boğazlıyan ilçelerinde geniş tarım arazileri büyük zarar gördü. Yaklaşık 50 köyde ekili alanların ciddi biçimde etkilendiği bildirildi.
Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Yozgat’ta, ikinci kez yaşanan dolu felaketi üreticiyi adeta yıktı. Hasat için gün sayan çiftçi, tarlasını biçerdövere hazırlamışken dolu yağışıyla birlikte umutlarını kaybetti. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlalarına koşan çiftçiler, tohumluk dahi alamayacak durumda olduklarını dile getirerek, yetkililerden yardım istedi. Felaketin ardından sahaya inerek çiftçilerden bilgi alan Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, bölgenin doğal afet kapsamına alınması çağrısında bulundu. Açıkgöz, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Bu tarım devam edecekse, bu ülkede tarımın bir değeri varsa, Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Dama kadar ekin’ diyorsa, bugün bu çiftçileri bir şekilde taşımamız lazım. Yağış sonrası birçok tarlada ürün tamamen kaybedildi. Çiftçimizin artık kendi imkânlarıyla toparlaması mümkün değil.”
Zarar tespiti için Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerinin sahada çalışma başlattığı öğrenilirken, üreticilerin beklentisi doğal afet desteği ve borç ertelemesi gibi somut önlemlerin bir an önce devreye sokulması yönünde. Yozgatlı üreticiler, iklim koşullarının giderek zorlaştığı bu dönemde sigorta sistemlerinin daha etkin hale getirilmesini ve tarımın devlet güvencesiyle desteklenmesini talep ediyor.
Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, şöyle konuştu:
“Dün akşam saat 18.00'de dolu meydana geldi. İl merkezinin 96 köyünden 33-34 köyü bu hale getirdi. Allah çiftçimize yardımcı olsun. Samanı nereden alacak, daneyi nereden alacak? 2026 hazırlığını yapıyordu, 2025-26 hasadının tohumu nereden alacak, gübreyi nereden alacak? Çiftçi gerçekten şu an puslar içerisinde. Tarım İl Müdürlüğü köyleri gezecek, TARSİM gezecek, sigortası olanlar yararlanacak, olmayanlar için de sayın büyüklerimizden, yetkililerimizden doğal afet ilanı istiyoruz. 2025 yılı çok ağır geçiyor. Önce don oldu, ondan sonra kuraklık oldu, bunlara razı olduk, bu sefer de dolu oldu. Samimi konuşuyorum biçer girmeyecek tarlalar var. Bu insanlar üreten insanlar, bu insanlar garip insanlar, şunların suratına bak, eğilmiş aşağıya. Devlet babadır, devlet büyüktür, biz bu doğal afetin olmasını istemiyoruz ama başımıza geldi. 34-35 köy az bir köy değil. Doğal afete girip tarım sigortası olan normalde yaptırır ama bizim ilimizde yüzde 60 kira sözleşmesi var. Şu köy 30 hane, 5 kişi çiftçilik yapıyor, 25 kişi devletin desteğini alıyor, bu bizlere çok yanlış oluyor. Eğer kendimiz yaptırmış olsaydık biz oraların da sigortasını yaptırdık bugün doğal afette istemezdik. 'Tarla benim, ben yaptıracağım' deniyor, ondan dolayı da bu insanlar bin dönüm arazi ile uğraşıyorsa 300 dönümü sigortalı, 700 dönümü yok. Davarının yemi yok, davarının samanı yok, yani hayvancılık bu durumda küçüldü, tarım bu durumda küçüldü. Türkiye genelinde bir kuraklık var, saman bugün bin 800-2 bin liraya tekabül ediyordu, şu an belki 3 bin lira olacak. Ondan dolayı bir şekilde büyüklerimiz bu insanları taşıyacak, taşımak mecburiyetindeyiz. Bu tarım devam edecekse, bu ülkede tarımın değeri varsa, Sayın Cumhurbaşkanımız 'Dama kadar ekin' diyorsa, bugün bu çiftçileri bir şekilde taşımamız lazım. Doğrudur yıl kötü geçiyor, devletimizin de sıkıntısı vardır ama biz daha sıkıntıdayız. 1 kilo tohum alma şansı yok araziden. 2025 yılında zaten borçlu geliyordu, Tarım Kredi'ye borcu var, Ziraat Bankası'na borcu var, petrolcüye borcu var, bu insanlar gerçekten şu an kara kara düşünüyor. Büyüklerimizden, büyük destek istiyoruz, yardım istiyoruz.” Haber Merkezi