Turan Devletleri Teşkilatı Yozgat İl Başkanlığına atama yapıldı. Buna göre teşkilatın Yozgat İl Başkanı Serkan Şener oldu.
Şener yaptığı açıklamada bütün Yozgatlılara kapılarının açık olduğuna dikkat çekti.
Şener, “Büyük bir onurla taşıdığımız Türklük ruhunu, Türkiye’yi merkezi haline getirerek birliği, bütünlüğü, dayanışmayı kurumsallaştırmaya çalışmalıyız. Elbette millet şuuruyla yekvücut olmuş ve vatanlaştırdığımız her coğrafyanın mutlu-özgür yaşaması hasreti ile yaşıyoruz. Hasretimizi bu çatı altından dile getirmekte ayrı bir onur ve gururdur. Birbirimizin dertleri ile hemhal olmuş cihanşümul bir millet haline gelmemiz için; fedakârlığın, cesaretin, hoşgörünün, cihat ve gaza duygusunun kilitleri açmasıyla ve kitlelere ulaşmasıyla mümkün olacağı inancındayım. Bunu da bizler yapacağız” dedi.
HUZUR VE BARIŞ YOK OLDU
Turan Devletleri Teşkilatı Yozgat İl Başkanı Serkan Şener konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Ne hazindir ki, dün ecdadımızın yönetimi altında huzur ve barış içinde yaşayan milletler bugün çilenin, karmaşanın ve bunalımın dibine kadar batmışlardır. Dün kuvvetin ve itibarın çevrelediği toplumlar bugün ezilmişliğin, dışlanmışlığın, acziyetin çıkmazına saplanmışlardır. Balkanlardan Ortadoğu’ya Ortadoğudan Doğu Türkistan’a kadar yaşanan dram ve travmalar bunun açık kanıtıdır. Emperyalizmin tuzaklarına aldanarak bize sırt çevirenler vahim ve içler acısı bir manzaranın içindedirler. Bu çağın tekfurları ve onların işbirlikçileri Türk-İslam coğrafyasını deney tüpü haline getirmiş; kanın, gözyaşının ve acıların çığ gibi büyümesine neden olmuşlardır.
Geçmişteki yüksek yönetim erdeminden sonra, içinde bulunduğumuz zamandaki felaket tablosunu vicdanlı hiç kimse kabul edemeyecektir. Dünya Türklüğünün artan sıkıntıları, İslam âleminin çeşitlenen sorunlarla boğuşması milletimiz açısından kaygı ve üzüntü vericidir. Bu nedenle silkinip ve titreyip aslımıza dönmemiz ve neslimizin sorumluluğundan ve kılavuzluğundan bir an olsun ayrılmamamız vazgeçilmez bir önemdedir.
Binlerce yıllık duyuşun, hissedişin, kabulün, ilkenin, tamah ve riyadan uzak duran ahlakın başka bir neticeye kapı aralaması bize göre imkânsızdır. İnsanlık tarihi değerlerinden uzaklaşan, kültürünü, medeniyetini sürekli kılamayan birçok milletin zaman içerisinde ortadan kalktığını, başka toplumlar arasında kaybolduğunu göstermektedir. Bu nedenle sorumluluklarımız fazla, yapacağımız işler çoktur. Atalarımızdan aldığımız tarihi mirası gelecek kuşaklara yıpranmadan devretmek mecburiyetindeyiz. Bugün Türklüğün kalpgâhında sizlere hitap etmekten büyük bir memnuniyet duydum. Buradan, yerkürenin neresinde bir Türk varsa aklımızda ve gönlümüzde olduğunu Türklü destanın anılarını yüreğimizde taşıdığımızı söylemek istiyorum.
Dileğim daha nice yıllar burada toplanarak mazideki haşmeti analım ve onu aşmak için birbirimizle uğraşmak yerine tam olarak kenetlenelim. Türk milletinin çağlara yeniden damga vurması için bu zorunlu ve büyük bir gerekliliktir. Allah’ın izniyle Türk milleti var olacak ve sonsuzluğa giden yolda hiçbir güç tarafından alıkonulamayacaktır”