KÖY ODASI

KÖY ODASI

Tüm dostlara selam olsun, okurlara, okuyanlara, okutup da yazanlara

Sanmayın ki köydeyim de hiç bir şey bilmiyor , hiçbir şeyden haberim olmuyor. Niyeymiş?

 Diyelim k, rahle-i tedrisattan geçmedik, mezun olup diploma da alamadık, köyde ikamet ettiğimden gelişmelerden de haberim olmuyor? Öyle mi? Yanılıyorsunuz desem, yanlış anlamayın lütfen. Yabancı dilden olduğundan adlarını pek söyleyemediğim sosyal medya var ya hani!. Sağ olsun, yokluğunu yaşatmasın. Hemen her şey duyulu veriyor. Köydeysem, köyün şehre kente pazara gelen giden vasıtası da eksik olmuyor hani.  Sağ olsunlar yeri gelir gazetemiz, yeri gelir dostlar ziyarete gelir. Torunlar sağ olsun, evlatlar sağ olsun, ara sıra gösterip paylaşırlar gündemi, olup biteni, her halükarda,  ahval-i şeraitte bilgiye erişimde engel yok yani. Eskiden bizim köydeki koca pınar,  suya gelip gidenlerle, hayvan sulamaya gelip gidenlerle dolar taşar, ayaküstü herkes bir şey söyler fısıldar gündem oluşurdu.  Köy odası nam-ı diğer köy meclis binası hiç boş kalmaz, sohbetler, toplantılar, çaylar, kahveler, bazan da seyirlik oyunlar derken, buluşmalardan bilgi derlenip haberdar olunurdu..

Şimdi her şey modernleşti ya güya!. Bizim eski kuşak da güncel iletişim yollarını, kanallarını pek bilmiyor, beceremiyor,  kullanamıyor ya!. Değil işte artık en ücrada yaşayan herkes her şeyi duyup öğreniyor. Bizim çoban bile kulağında kulaklık ile müzik dinleyip telefonla konuşuyor. Ha, bazan telefonlar çekmeyince, taa yüksek yerlere çıkıp yine bilgi alıp iletişimini kurma yolunu buluyor. Hizmette almada sınır yok yani.

Geçen bizim bir komşu umre için Beytullah’a yüz sürüp ibadet etmeye gitmiş de, o bile fotoğraf paylaşmış. Gerçi, hazirundan biri de hemen eleştirip veryansın etti de etti.  “Ne günlere kaldık  canım çıkmadan bunu da gördüm. Hem tavaf ediyor  Beytullah’ı hem fotoğraf çekiyor bu nesil nasıl nesil. Ne günlere kaldık heyhat, Rabbim sen aklımıza mukayyed ol!..” diye demediğini koymadı. Bizim çok bilmiş durur mu, “..niye öyle diyorsun. Bundan gayri herkes her şeyi biliyor duyuyor. Valla sesini de duyuruyor, görüntü de yolluyor.”…

Yani demem o ki, köyde yaşayan bilgiden yoksun, her şeyden habersiz sanmayın. Hani, Önceleri hacı amcaların duvar takvimi olurdu, her gün bir yaprak koparır ve o bilgileri okuyarak herkese anlatırdı. Komşular da maşallah çok bilgili, her şeyi biliyor, çok derin..” derlerdi. Rahmetli babamın da bir duvara gömmeli ahşap dolabı var idi. Önemli bulduğunu oraya yazar, hatırlardı. Elan günümüz insanı hele de gençlik cep telefonuna not edip, sonra hatırlamak için  yazıyor. Yetmedi, sabaha sağ kalkacağına emin olmadığı halde, cep telefonuna alarm kuruyor, beni uyandırsın diye..

Velhasıl, şimdi herkeste cep telefonu var,  bilgisayar var,  internet var. Bazan çekmese de, yokluğu geç kalmasın.

Diyecek laf çok , yazacak çok konu var da, hem bir sonrakine kalsın hem de şimdilik bu kadar yeter…

Powered by Froala Editor