DİYABETİN SEBEP OLDUĞU HASTALIKLAR

DİYABETİN SEBEP OLDUĞU HASTALIKLAR

Diabetes Mellitus halk arasında şeker hastalığı olarak bilinmektedir. Diyabet pankreastan salgılanan ve kan şekerini düzenleyen insülin hormonunun yetersizliği neticesi, başta karbonhidrat metabolizması bozukluğu olduğu halde, protein ve yağ metabolizmalarını da etkileyen, açık şekillerinde hiperglisemi (kanda şeker yükselmesi) ve glikozüri (idrarda şeker görülmesi) ile seyreden bir metabolizma ve endokrin hastalığıdır.

Diyabet yaşam boyu devam eden bir hastalıktır.

Tedavi altında olsun veya olmasın tüm diyabet hastalarında kan şekeri (plazma glukoz) düzeylerinin kontrol altında olmadığı durumlarda kısa (akut) ve uzun (kronik) dönemde çeşitli sistem, organ veya doku hasarları ortaya çıkabilir.

Ortaya çıkan bu hasarlara “diyabete bağlı ikincil hastalıklar (komplikasyonlar) ” adı verilir.

Hipoglisemi (düşük kan şekeri), ketoasidoz (diyabetik koma), laktik asidoz, bakteri/mantar enfeksiyonları, hiperglisemik nonketotik koma diyabetin akut komplikasyonlarıdır.

Diyabet makrovasküler ve mikrovasküler komplikasyonları nedeni ile morbidite ve mortalite oranı yüksek metabolik bir hastalıktır.

Mikrovasküler hasarın en sık görüldüğü; retinopati (gözlerin hasar görmesi), nöropati (sinirlerin hasar görmesi), nefropati (böbreklerin hasar görmesi) ve Makrovasküler hasarın en sık görüldüğü; hızlanmış damar sertliği, diyabetik ayak, koroner arter hastalığı ve impotens (cinsel isteksizlik veya yetersizlik) vardır.

Diabetes Mellitus’un komplikasyonları akut ve kronik olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.

AKUT KOMPLİKASYONLAR:

Hipoglisemi: Kan glikozunun 70 mg/dl’nin altında olmasıdır. Hipogliseminin gelişmesinde; uygulanan insülin dozunun fazlalığı, insülin uygulama hataları, oral antidiyabetik ilaç dozunun fazla alınması, aşırı ve ağır yapılan egzersiz, yetersiz karbonhidrat alımı gibi bir çok faktör etkilemektedir.

Hipogliseminin belirtileri titreme, soğuk terleme, anksiyete, bulantı, çarpıntı, acıkma, baş dönmesi, baş ağrısı, konsantre olamama, sersemlik hissi, halsizlik, konuşmada güçlük, konfüzyon olarak sıralanabilir.

Diyabetik Ketoasidoz (DKA) DKA: insülin salınımında eksiklik ve kan glikozunun aşırı yükselmesi ile ortaya çıkan metabolik bozukluktur. Hastaların klinik bulguları; hafif dalgınlık ya da derin komaya kadar görülebilen bilinç bozukluğu, asidotik solunum, nefeste aseton kokusu, deri turgorunda azalma, hipotansiyon ve taşikardidir.

KRONİK KOMPLİKASYONLAR:

Koroner Arter Hastalığı (KAH): KAH diyabetli bireyler için en büyük morbidite ve mortalite nedenlerindendir (ADA, 2015). Tip 2 diyabetli bireylerde, koroner arter hastalığının oluşma riskinin diğer bireylere göre 2-4 kat daha fazla olduğu bilinmektedir.

Serebrovasküler Hastalık: Serebrovasküler hastalıklar, beyine giden damarların daralması, sertleşmesi veya bloke olması sonucu kan akımının engellenmesiyle oluşmaktadır. Tip 2 diyabetli bireylerin önde gelen ölüm nedenleri arasında serebrovasküler ve kardiyovasküler hastalıklar yer almaktadır. Yüksek kan basıncı, sigara içimi, santral obezite, kolesterol seviyesinin yüksek olması bireyin risk altında olduğunu göstermektedir. Kan glikozunun ve hipertansiyonun kontrol altına alınması, erken teşhis, fiziksel aktivite ve önerilen diyet tedavisine uymak serebrovasküler hastalık riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.

Periferik Arter Hastalığı: Bacaktaki kan damarlarının yağ tabakalarıyla daralması veya tıkanması sonucu bacağa giden kan akımının azalması ile ampütasyon riskinin artmasına neden olmaktadır. Periferik arter hastalığı (PAH) inme ve kalp krizi için önemli risk faktörüdür.

Retinopati: Yetişkin diyabetli hastalarda en önemli körlük nedenidir. Hastaların temel sorunu kapiller göz damarlarında hasar oluşması ve retinanın beslenememesidir. Hastaların yaklaşık %2’sinde retinopatiye bağlı körlük oluştuğu bilinmektedir.

Nefropati: Diyabetli hastalarda nefropati yetişkin bireylerin en önemli morbidite ve mortalite nedenleri arasında yer almaktadır. Hipertansiyon, ödem, proteinüri ve böbrek yetersizliği ile karakterizedir. Nefropatinin en önemli sonucunun son-dönem böbrek yetersizliğine neden olmasıdır.

 

Bu komplikasyonlar hem Tip 1 hem de Tip 2 diyabetlilerde ortaya çıkabilir. Özellikle kronik olanlar yıllar boyunca belirti vermeden ilerleyebilir. Bu nedenle tüm diyabet tanısı alan hastaların şikayetleri olmasa bile, yılda en az bir kere komplikasyonlar açısından muayene ve tetkikleri yapılmalıdır.

 

Powered by Froala Editor