Ülke genelinde eş zamanlı olarak Türk-İş Konfederasyonuna bağlık sendikalar ortak basın açıklaması yaparken, Yozgat’ta basın açıklamasını okuyan Türkiye Yol İş Sendikası 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Durak Ayerdem, ‘’Masa susarsa, meydanlar konuşur! Bu işin sonu greve kadar gider!’’ dedi.
Türk-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikalar tarafından ülke genelinde eş zamanlı gerçekleştirilen eylemler kapsamında Yozgat İl Özel İdaresi çalışanları da bugün sabah saatlerinde iş bırakarak basın açıklaması düzenledi. Eyleme, yol, su, köprü, gölet ve sulama projelerinde görev alan 386 işçi ile Türkiye Yol-İş Sendikası Kayseri 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Durak Ayerdem de katıldı.
İşçiler, sabah mesai saatinden önce İl Özel İdaresi’nin önünde toplanarak hayat pahalılığı, enflasyonun altında kalan maaş zamları, kamu iş yerlerinde ücret dengesizliği ve adaletsiz vergi sistemi gibi sorunlara karşı tepkilerini dile getirdi. Toplanan işçiler, iş yeri önünden başlayarak yaklaşık 500 metrelik bir mesafeyi sloganlar eşliğinde yürüdü. Ardından tekrar iş yeri bahçesine dönen grup, burada bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, ekonomik şartların giderek zorlaştığı, işçilerin alım gücünün her geçen gün düştüğü ve devletin bu sorunlara acilen çözüm üretmesi gerektiği vurgulandı. Basın açıklaması öncesinde, önceki gün Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenen iş makinası teslim töreni sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden kepçe operatörü Mustafa Uçar için saygı duruşunda bulunuldu.
Türkiye Yol İş Sendikası Kayseri 2 Nolu Şube Başkanı Yaşar Durak Ayerdem okuduğu basın açıklamasında şunları söyledi: “Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklife karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır: Kamu Toplu İş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: ‘Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor’ dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır. Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz. Ne siz o teklifi vermiş olun, ne de biz duymuş olalım. Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız Geçinemiyoruz. Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz: Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir. Emekçiyi oyalamak belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir. Biz işçilerin beklemeye oyalanmaya belirsizliğe tahammülü kalmamıştır. Emekçi üstüne düşen görevini yapmıştır, yapmayada devam etmektedir! alın terini dökerek ülkesine milletine değer katmaktadır. Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır. Bu böyle gitmez! Siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz! Masa susarsa, meydanlar konuşur! Bu işin sonu greve kadar gider! Artık yeter! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz. Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Yarın alanlarda olacağız! İhsan ÇELİKKAYA