Yozgat Haber Gazetesi Yozgat'tan Güncel, Son Dakika Yozgat Haberleri

“Hemofili genetik bir hastalıktır”

Yozgat İl Sağlık Müdürü Fatih Şahin, Dünya Hemofili Günü nedeniyle açıklamada bulundu.

“Hemofili genetik bir hastalıktır”

Hemofilinin, kanın normal olarak pıhtılaşmasını sağlayan proteinlerden yoksun olması nedeniyle, kan pıhtılaşmasının olmadığı nadir bir hastalık olduğunu söyleyen Fatih Şahin, “Hemofili genetik hastalıktır. Hemofili hastalığında normal pıhtılaşma olmaz. Nedeni pıhtılaşma faktörlerinin doğuştan eksik olmasıdır. Genetik olan Hemofili hastaları; Tam olarak tedavi edilemez, destekleyici tedavi uygulanır ve hastalıklara yol açan komplikasyonlar önlenebilir. Yaralanmalarda hemofili hastalarında kanamalar diğer hastalara göre daha fazladır, iç kanamalar gelişebilir, mutlaka tedavi olmaları gereklidir. Hemofili hastalarda Küçük kesiklerde büyük sorun yaşanmaz. Riskli Kanamalar; diz kanamaları, ayak bileği kanamaları, dirsek kanamaları ve beyin kanamalarıdır. Hemofili hastalarında derin yaralanmalar; dokulara zarar verir, organlara zarar verir ve hayati tehlike oluşturabilir. Çok nadir durumlarda genetik olmayan hemofili görülmektedir. Bunlar;   orta yaşlılar, yaşlılar, hamileliğinin sonundaki insanlar ve henüz doğum yapmış olanlardır. Sonradan çıkan Hemofililerin; çoğunlukla tedavileri yapılmaktadır” dedi.

“TEŞHİS İÇİN TAM KAN SAYIMI YAPILABİLİR”

İleri düzey hemofili bireyin bebekken teşhis edildiğini belirten Şahin, “ En yaygın olan hemofili türleri: Hemofili A ve Hemofili B’dir. Hemofili A klasik hemofili olarak geçer. Hemofili B ise Noel hastalığı olarak geçer. Her iki hemofili türünün de belirtileri aynıdır.  Yalnızca hastalığı ortaya çıkaran faktörlerin farklı olmasından dolayı birbirinden ayrılır.   İleri düzey hemofili birey, bebekken teşhis edilir. Düşük düzeyde hemofili olan bazı bireyler, uzun yıllar hemofili olduğu ortaya çıkmayabilir. Bu tür vakaların hemofili durumu ancak cerrahi bir müdahalede veya şiddetli yaralanmalarda ortaya çıkar.  Teşhis için tam kan sayımı yapılabilir. Hemofili olan hastaların hemoglobin ve kırmızı kan hücrelerinin sayısında azalma görülür. Aktif Kısmi Tromboplastin Süresi (APTT) Testi teşhis için kullanılır. Bu test sonucunda kanın pıhtılaşmasının ne kadar sürdüğü tespit edilir. Kandaki pıhtılaşma faktörleri ölçülür. Belirli faktörlerden herhangi birinin düşük seviyede olması hemofiliyi işaret eder. Bu testlerin yanında Fibrinojen Testi son aşama olarak kullanılır. İlk testlerde herhangi bir sonuç elde edilemezse bu testten faydalanır. Fibrinojen testi yine kanın pıhtılaşma düzeyini ölçer. Hemofili için uygulanan ana tedavi replasman (eksik olan faktörün yerine yenisi konulması) tedavisidir. Hastaların kendi önlemlerini alması önemlidir. Çocuk hemofili hastalarında dizlik, dirseklik, kask gibi koruyucuların kullanımı önerilir.   Ani kanamalar için ilk yardım öğrenilmelidir.  Dondurucu soğuk materyallerin hazır bulundurulması gereklidir” ifadelerini kullandı. Haber Merkezi

...

İçerik sonu

Getirilecek haber bulunamadı.

Sonraki